Sayfalar

gizli kamera

replika telefon

maca bitksi

replika telefon İle İslam Kimyası



 replika telefon


replika telefon İle İslam Kimyası evet arkadaslar sizler icin bugün replika telefonlar yazılarını yazdı ve replika telefon diyokri nu onun üzerine koydu. Sonra göğüs kemiklerini yarattı. Bütün bedende iki yuz kırk sekiz kemik yarattı. Hepsini anlatmak uzun sürer. Hepsinin hikmeti ve başka faydası vardır. Hepsi senin işlerini doğru yapmak için yaratıldı. Bütün bunları, bu bir işe yaramayan sudan yarattı. Kemiklerden biri olmazsa bir ış yapamazsın, fazla olsa yine yapamazsın. Ayrıca bu kemiklerin ve azâların kımıldamasına, hareket etmesine ihtiyaç vardır. Bütün bedeninde beşyüz yir-mlyedi adale yaratıp herbirino ayrı şekil verdi. Bazıları balık şeklinde. ortası şişkin, uçlan ince, bazıları küçük, bazıları büyük olup et, sinir ve kendini koruyan tabakadan yarattı. Bunlardan yirmi dördü gözünü ve gözkapaklarını hareket ettirmen içindir. Diğerlerini buna kıyas eyle. Hepsini anlatmak uzun sürecekSende üç menbA yaratıp; onlardan bütün vücuduna akan dereler yaptı. Birisi beyin olup; ondan sinirler çıkar ve bütün bedene yayılır. His ve hareket bununla olur. Bundan sırtındaki omurların içerisinde bir kanal akıtıp sinirleri içten, özden uzak eylemedi. Yoksa kuruyabilirlerdi. İkinci menbû ciğerdir. Ondan bedenin yedi uzvuna damarları gönderip, gıda sevketmiştir. Üçüncü menbâ yürektir. Ondan da bütün bedene damarlar açıp rûh-i hayvâni’nin bu kanalla bütün vücuda gitmesini sağlamıştır. O hâlde bir uzvunu düşün ve böylece herbirinin nasıl ve niçin yaratıldığını tefekkür eyle.Gözü yedi tabakadan yarattı, ona çok güzel renk verdi. Altında, üstünde göz kapakları yaratıp onu kaplamalarını ve silmelerini te min etti. Uzun ve siyah kirpikler yaratıp onu daha güzel eyledi. Ve gözün görmesini bunlarla kuvvetlendirdi. Göze tozların girmesine mâni eyledi. Ve gözü bunların arasından dışarıyı görür şekilde yaptı. Yukardan gelen toz ve çöplerden gözü bunlarla korudu.Bütün bunlardan daha şaşılacak vaziyette gözbebeğini yaratıp, göklerin ve yerlerin görülmesini rahatlıkla ona verdi. Gözünü kapayıp açınca bir anda göğün uzaklıklarını görebilirsin. Gözün ve aynanın bir şeyi görmesi ve göstermesindeki incelikleri ve acayib hâlleri izah etmeye kalkarsak ciltlerle kitap olur.
Kulağı yarattı ve hiçbir haşerâtm girmemesi için içinde salgı yarattı. Sonra sesleri toplamak ve kulak yoluna iletmek için kulak kepçesini yarattı. Onu eğri ve dalgalı yaratıp uyurken içeri giren bir haşerâtm yolunu uzun edip bu şekilde uyandırmasını te min etti. Eğer ağız, burun ve diğer azâları böyle anlatmaya kalkarsak uzun sürecek. Maksadımız, yol göstermek ve her birinde ne için olduğunu düşünmeyi, bildirmektir. Bunda da kendisini yaratanın hikmet, azamet, lütuf, rahmet, ilim ve kudretini anlayıp, kendisinin tepeden tırnağa kadar şaşılacak hâller içerisinde olduğunu düşünmesidir.
İnsanın içindeki ve dimağ hâzinesindeki duygu vo kuvvetleri hepsinden daha acayiptir. Hattâ göğsünde ve karnında olanlar da beyledir. Mideyi daima kaynayan sıcak bir tencere gibi yapıp yemekler onda pişiyor. Ciğer bunları kan yapıp uzuvlara gönderiyor. Safra kesesi bu kanın köpüğü olan safrayı tutuyor. Dalak bu kandaki lenfi tutup hastalıkları önlüyor. Böbrek suyunu ayırıp mesA-neye gönderiyor. İlahim ve tenâsul âletlerindeki acayiblikler de böy-ledir.
İnsanda acayib mânâlar ve görme, işitme, akıl ve ilim kuvvetleri yaratıyor. Daha neler, neler yaratıyor. Sübhânallah!
Bir kimse bir duvarda güzel bir resim görse, bunu yapan ressa mın maharetine hayret ediyor, onu pek çok medhediyor.
Bir damla sudan vücudun içinde ve dışında bu inceliklerin meydana gelmesi ne kalem, ne de bir ressamın işidir. Bunları görüp de şaşmamak ne ahmaklıktır. O’nun kudret ve ilminin kemâline kendini verip dalmamak, O'nun Cemâl, Kemâl, Şefkat ve Rahmetine şaşıp kalmamak nasıl olur? Ana rahminde iken gıdaya ihtiyacın olunca ağzını açmadan midene bir miktar o kandan indirmese helâk olurdun. Böylece göbek yolundan sana gıda verdi. Ana rahminden çıkınca göbeği bağlayıp ağzını açtı, sana yetecek kadar gıdayı annen vasıtasiyle verdi. Vücudunun zayıf ve nâzik ve yemeklere dayanamadığı o zamanda, lâtif gıda olan anne sütü ile seni besledi. Ana göğsünde çocuğu emzirecek meme yaratıp çocuğu boğmayacak şekilde ince kanallardan sütü geçirdi. Göğsünde bir bez yaratıp, kendisine gelen kırmızı kanı beyaza çevirip, temizleyip ve süzüp sana gönderiyor.
Annenin kalbine şefkat verdi. Seni bir saat aç görse huzuru ve rahatı kaçar. Süt emerken dişe ihtiyaç olmadığından annenin göğsünü yaralamamak için dişi önceden yaratmadı. Yeme kuvveti hâsıl olunca sert şeyleri yemek için dişi yarattı.
İşte, bütün bunları görüp kendini yaratanın Azameti karşısında kendinden geçmemek, O’nun kemâl, lütuf ve şefkatine hayran hayran olmamak. Cemâl ve Celâline âşık olmamak ne büyük körlüktür. Bunlan düşünmeyen ve bunlardan kendisinde bulunanları anlamayan, derin uykuda ve şehvetle dolu olup, kendisine verilen en aziz şey olan aklı kaybetmiş demektir.
Çünkü acıkınca yemekten, kızınca birisine saldırmaktan ve bu Hakkı tanıma bahçesinde nasibsiz ve hayvan gibi durmaktan ileri geçemez.
Hatırlamak için bu kadar yetişir. Şendeki bu acayip hâllerden anlattığımız yüzbinde birden fazla değildir. Bunların çoğu hayvanlarda da vardır. Sivrisinekten tutun fll’e kadar hepsinde mevcuttur. Bunlan
Eğer kendinden başkasındaki acayiblikleri görmek İstersen yer yüzüne bakıp, onu senin için nasıl yaydıklarını, etrafını nasıl rahat eylediklerini duşun. Dağlarını sağlam eylemişler, sert taşlar altından leziz sular çıkarmışlardır. Ve çıkarken de hep birden değil, ağır ağır çıkar Sert taşlarla sular tutulmasa idi, her taraf su dolardı. Yahut ovalan su basardı. Bahar vaktinde etrafı bir seyret ve taş gibi olan yeryüzünün yağmurlar başlayınca nasıl canlandığını, ipek gibi yedi renge, belki binlerce renge büründüğünü, yerden çıkan bitkilerin ve bunlardaki çiçeklerin ve açılan güllerin herbirinin başka bir renkte, başka bir güzellikle olduğunu tefekkür et.
Sonra ağaçlan ve meyveleri düşün. Her birinin güzelliği, şekli, kokusu ve laydası ayn ayrıdır. Hattâ ismini bilmediğin birçok otlara nice faydalar yerleştirilmiştir. Biri acı, biri tatlı, biri de ekşidir. Biri hastayı iyi eder, diğeri sağlamı hasta eder. Kimi insanı hasta olmaktan korur. Kimi zehir gibi insanı götürür. Biri safrayı harekete getirip, diğeri ise çalışmak hâle getirir. Biri damarlardaki lenfi dışarı çıkanr, biri lenfavi hastalıklar yapar. Kimi sıcaktır, kimi soğuktur. Kimi kuru, kimi tâzedir. Kimi uyku verir, kimi uyku giderir. Kimi neşe verir, kimi üzüntüyü artırır. Kimini sen yersin, kimini hayvan, kimini de kuşlar yer. Bunun gibi binlerce söylenebilir. Ve bunlann her birinde binlerce acayib hâller bulunur. Bunları tefekkür edip Kudretin kemâlini görüp, akıllar donup kalır. Bunun da sonu gelmez.replika telefon sundu.....


replika telefon :: replika telefon
replika telefonlar :: replika telefonlar
replika :: replika
replika telefon :: replika telefon
replika telefonlar :: replika telefonlar
birebir ürünler :: birebir ürünler
replika telefon :: replika telefon
replika telefonlar :: replika telefonlar
kore malı telefonlar :: kore malı telefonlar
replika samsung :: replika samsung
samsung replika :: samsung replika
replika samsung :: replika samsung
replika telefonlar :: replika telefonlar
kore malı telefonlar :: kore malı telefonlar
kore malı telefonlar :: kore malı telefonlar
replika telefonlar :: replika telefonlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder