Sayfalar

gizli kamera

replika telefon

maca bitksi

arı kovanı ve allah dostu93

arı kovanı ve allah dostu93

 gün battı  ve allah dostu sizlere en güzel bilgileri yazarken arı kovanıdiyokri Hadîs-i şeriflerde de buyuruldu ki;"AUahü teâlâ'yı ve Resulünü her şeyden çok sevmeyenin imanı sağlam değildir.""Kul, AUahü teâlâ'yı ve Resulünü çoluk çocuğundan, mltndan ve bütün mahlûkattan çok sevmedikçe, kâmil mümin olamaz."
Bir kimse, Resûlullah sallallahü aleyhi ve selleme "Seni seviyorum." deyince, "Fakirliğe sabırlı ol." buyurdu. "AUahü teâlâ'yı seviyorum." deyince, "Belâlara sabırlı ol." buyurdu.
Bir köylü gelip, "Yâ Resûlallah, kıyamet ne zaman ko-Par" diye sordu. "O gün için ne hazırladın?" buyurdu.

I Namaz ve oruçlarımı eda ediyorum. Fakat fazla yapamı-I yorum. Ama AUahü teâlâ'yı ve Resûlünü çok seviyorum."
deyince, "Kıyamette herkes sevdiği ile beraber yurdu.
Resulullah Efendimiz, "Yâ Rahbî, bana kendi sevdiklerinin sevgisini ihsan eyle ve kendi sevgini, i)j, hararetten, susuzluktan yananların, soğuk suya ^ masını istemelerinden daha sevgili kıl!" diye dua eden|
Çoğu zaman hüzünlü olurlardı
İslâm büyüklerinin örnek ahlâkından biri de, AII4 karşı olan kusurlarmdan dolayı çok üzülmeleri idi. Oıılî ins ve dimin ibadeti kadar ibadet etmiş de olsalar, AM: teâlâ'mn hakkım hakkıyla ifa ettiklerini kabul arı kovanı etmezleıi Geçmiş büyükler vefatlarma kadar hep hüzün ve kork içinde olmuşlardır. İslâm büyükleri, "Arife hüzün yol tur." demişlerdir. Yani, "Arif kişi, dünya işlerinin fevt olmasına, elden çıkmasma, yok olmasma üzülmez." demektir. Ahi-ret işlerinin fevt olmasına ise üzülmek şarttır. Nitekim hadîsi şerifte, "Şüphesiz Allaü teâlâ hüzünlü her kalbi sever." Yâ-ni, şam yüce Allah, uhrevî nimetlerin fevtinden, elden çıkmasından dolayı üzülen her kulunu sever, demektir.
Mûsâ bin Saîd buyurdu ki: "Amel-i salibin aşısı zündür."
Mâlik bin Dinar buyurdu ki: "Bir ev içinde oturan®' mayınca harap olduğu gibi, içinde hüzün bulunmayanl”* kalp de harap olur."
Rabi' bin Haysem buyurdu ki: "Dünyada hiçbir'^'^ senin hüznü müminin hüznünden daha fazla olamaa ^ ra mümin, hayat ve maişetini kazanmak hususunda ya ehlinin çektiği hüzün ve meşakkatlerin yanı
İşte ilk insan ve ilk Peygamber ^dem aleyhisselâma gelen suhufta Peygamber efendimizden bahsedilir-ten, "0 yer ve gök ehlinin en doğrusudur. Cömertlikte en üstündür. Kalbi ipekten daha yumuşaktır. Çok za-i man hüzünlü ve çok zaman oruçludur. Hak teâlâ'nm kor-I kuşu ile doludur. İnsanlarla birliktedir. Fakat dünya sevgi-I si gönlüne giremez. Sır saklar ve dostluklara vefa gösterir." buyunılmaktadır." j Hikmet ehli buyuruyor ki:
1 Her şeyin bir zekatı vardır, akim zekâtı da hüzün ve tefekkürdür.
Her şeyin bir kıymeti vardır, insamn kıymeti ise, ilmi, i ihsanı ve edebidir.
i Her şeyin tohumu vardır. Düşmanhğm tohumu da şaka ve alaydır.
Her şeyin kestirme yolu vardır. Cennetin kestirme yo-I ludacihaddır.
Nice sevinçler vardır ki, sonları keder; nice hüzünler vardır ki, sonları kurtuluştur.
Dâvûd-i Tâî huzretleri buyurdu ki: "Her saatta musibetleri yenilenen, yani kusur ve günahları artan, bir kul; ''asıl olur da üzülmez?"
Fudayi bin lyâd hazretleri vefat ettiği zaman Vekî' 5öyle buyurmuştu: "Bugün, yeryüzünden tam bir hüzün rahibi olan kimse kalkmıştır!"
Abdül-Vâhid bin Zeyd hazretleri derdi ki: "Eğer siz.
Haşan el-Basrî'yi görmüş olsaydınız, onun dinmeı kırık ve gözyaşına bakarak bütün halkın üzüjıtli ona verildiğini zannederdiniz." Gerçekten Haşan ej hazretlerini gören bir adam, onun hüznünün şiddefe karak yeni bir musibete düçâr olduğunu sanırdı, 0 arkadaşları da böyleydiler.
Hazreti Ebu Bekir buyurdu ki: "Allahü teâJâliazn ri on haslet ile kullarını afattan, tehlikelerden konif mukarreblerin derecesine çıkarır:
1-Fasılasız korku ile devamlı hüzün.
2-Kanaat eden kalp üe devamlı sıdk.
3-Devamlı şükür ile, kamil sabır.
4-Hazır zühd ile devamlı fakirlik.
5-Aç karm ile devamlı zikir
6-Mütevazi beden ile devamlı gayret.
7-Daim merhamet ile devamlı nfk, yumuşakJıi.
8-Hayâ ile devamlı muhabbet.
9-Devamlı hilm ile faydalı ilim.
10-Sabit akıl ile daimî iman."
Gerçek bir mümin, hüzünlü olur, Allahü teâlâ'nuıazf bmdan korkar, fakat rahmetinden de ümidini kesmezi' insan ne kadar büyük günah işlerse işlesin, Allahü ^ âlâ'nm rahmetinden ümidini kesmez. Hatta azıhbiı^ bile tevbe edip "Lâ ilâhe illallah Muhammedün lah" dese, bütün günahları affolur, tertemiz bir insan Yani dünyada iken Allahü teâlâ'nm affetmediği ^ yoktur. Tevbe edince şirki yani kâfirliği de affeder. An^ öldükten sonra artık kâfirlere af yoktur.
Hadis-i kudside buyuruldu ki; "Kulum, şacak günah işlese; fakat rahmetimden ümidini kes’” ■ benden mağfiret dilerse, affederim.
Kuı'ân-ı kerîmde de meâlen buyuruldu ki;
kesmeyin! Allah bütün günahları affeder. O sonsuz otağfiret ve nihayetsiz merhamet sahibidir." (Zümer; 53)
Ağlayan kimselerin mükafatı!
Mûsâ aleyhisselâm sordu; "Yâ Rabbî, senden korkan, sana itaat eden, iyi huylu salih kuUarm için ne hazırladın? Mükâfat için onlara ne vereceksin?" Allahü teâlâ buyurdu ki; "Onlara cenneti mübah kıldık. Cennette istedikleri gibi dolaşacaklardır. Neyi arzu ederlerse verilecektir. Haramlardan sakınan vera sahiplerini hesaba çekmekten haya ederim! İbadetlerinde benim korkum sebebiyle ağlayan kimselere, kimsenin sahip olmadığı üstün dereceler vereceğim."
Hadîs-i şeriflerde buyuruldu ki: "Allah korkusundan ağlayan kimseye, Allahü teâlâ cehennemi haram kılar. Ve onu cennete sokar. Cennette onun için iki bostan vardır.", "Ktyâmet gününde hesap için Allahü teâlâ'nın huzurunda kracağtndan korkarak, O'na muhalefeti terkeden ve O'na itaate yönelen kimse için iki cennet vardır."
Bütün bu nimetlere kavuşabilmek için beş şeye devam etmek gerekir:
1-Kişi, bütün günahlardan kaçmahdır. Allahü teâlâ Kuı'ân-ı kerîmde buyurdu ki; "Kim ki, Rabbinin azametinden korkarak kendisini günahlardan men ederse, işte cennet, onun varacağı yerin ta kendisidir."
2-Dünya malına muhabbet beslememektir.
3-İbadetleri isteyerek, severek, istikrar üzere, devam-** yapmak. Evliyanm büyüklerinden, İbrahim bin Edhem 'hazretleri, hamamın kapısına vardığında, "Buraya ücret-^’2girümez,"denildi. dedi. Bu söz üzerine İbrâhîm bin Ed-
ınekâm olan cennete ücretsiz nasıl girilebilir"
y^cdu. Âyet-i kerîmelerde meâlen buyuruldu ki: "İşte
HER GECE O GÜNÜN MUHASEBESİNİ YAPARLARDI
Gece gündüzün muhasebesi yapılırdı İslâm büyükleri, her akşam yatağa yatmadan önce o günün muhasebesini yaparlar, hataları, yanhşlan, günah-lan için tövbe istiğfar ederlerdi. Hatta bazdan yaptıklan-nm değü düşüncelerinin de muhasebesini yaparlardı. Tev-be istiğfara çok önem verirlerdi.
Muhammed Rebhami hazretlere buyurdu ki: "Tevbe ve istiğfar kalp ile, dil ile ve günah işleyen aza de birlikte olmabdır. Kalp pişman olmalı. Dü, dua etmeli, yalvarma-lıAza da günahdan çekilmelidir. (İzâ câe) sûresinde "Bana istiğfar edin. Dualarınızı kabul ederim, günahlannı-zı affederim" buyuruldu. Görülüyor ki, AUahü teâlâ, çok istiğfar edilmesini emrediyor. "
Muhammed Masum hazretleri buyurdu ki: Her namazdan sonra yetmiş kerre istiğfar ediyorum. Yani, (Es-tagfiruUah) diyorum. Siz de bunu çok okuyunuz! Herbiri-m söylerken manasını (Beni af et Allah'ım) olarak düşünmelidir. Okuyanı ve yanındakileri, dertlerden, sıkıntdar-hastalıklardan kurtarır. Çok kimse, okudu. Faydası görüldü.
Yatarken, sağ tarafa yatıp, bir euzü ve besmele, bir Vt'el-kürsi, üç İhlâs, bir Fatiha, bir Kul euzüler, bir (te-''®hkeltü alellah lâ havle velâ kuvvete illâ billah) oku-arı kovanı sunduı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder