Sayfalar

gizli kamera

replika telefon

maca bitksi

replika saat ve anlam bilimi

replika saat ve anlam bilimi

 en güzel bilgieri yazan replika saat diyokri Dillerin anlam yapılan, aynı zamanın ve aynı ı msanian arasmda bile y^^i farklanna, mesleklere daha doğrusı bütün kişilere göre farklüık taşır, farklı çağnşım adanlanna kada sahiptir. Herhangi bir söz, söz öbeği veya cümlenin her kişid uyandırdığı çağrışımlar farklıdır; çünkü herkesin varlık ilişkiler bilgilenme kanalları, kısacası geçtiği yol farklıdır. Bu yüzder aynı yer ve zamanlarda aynı dili kullansalar bile, kimse kimse) yüzde yüz anlayamaz.
Bütün bunlara rağmen sözlerin bireysel olan çağnşım alar di^akı anlam yapüaa «ster bir bUgıye doğrudan işaret ele,
düz, saymaca veya asıl anlamı olsun, isterse sosyal çağrışımlara dayalı yan, iğretilemeli veya dal anlamı olsun sosyaldir; betirü btr yer ve zamarun bütün üyelerince ortaktır.
Göstergelerin, düz anlam dışında ifade ettıklen ikirKÜ, duygusal ya da kültürel anlamlar, yan anlamlardır. Bir göstergtenm düz anlam dışında çağrıştırdığı her şey, yan anlamdır. Düz anlam ve yan anlamın bir araya gelme biçimi ile de üçüncü anlam sistemsi bireysel çağrışım alanı oluşur, işte sözlerin söz dizimi kaynakh olan iğretilemeli anlamlan, bu bireysel çağrışım alanlannda doğarak, toplumsal uzlaşılarla sosyal hale gelirler.
İğretilemeli göstergeler, üç veya çok eklemli göstergelerdir. Sözlerin gerçek anlamlı kullanımları, anlam ve ses-biçim gibi iki eklemli iken; sözlerin iğretilemeli anlamlanyla kullanımları, dil göstergelerini üç eklemli hale getirir, iğretilemeli anlam, gerçek einlam ve ses-biçim. Sözlük birimlerinin nedensiz kuUanımlan. onlann gerçek anlamlarını verirken; bu birimlerin nedenli kulia-nımlan, onlann iğretilemeli anlamlarına işaret eder.
Sonuç olarak, iğretileme, nedensiz sözlük birimlerinin, herhangi bir ilişkiyle, yani kurulan bir ilişkiyle, nedenli olarak kullanılmasıdır. Kurulan ilişkinin yapısına göre, bu iğretileme, sosyal veya bireysel olabilir.
Gösterge biliminin belirtici gösterge veya nedenli gösterge dediği bu tür göstergeler, dilcilikte iğretileme ve\a mecaz olarak adlandınlır. Dil bilimi çalışmalannda, kişinin 'insan' dümasmı oluşturan bütün göstergeler, aracısız gösterge, saymaca gösterge ve iğretilemeli gösterge olarak adlandırılır. İşte iğretileme yapmak demek, nedensiz olan sözlük birimlerini, söz diziminde nedenb olarak kullanmak demektir. İğretik?meli anlam, mecaz anlam, ancak bir sözlük biriminin nedenli kullanımıyla gerçekleştirilebilir.
İğretilemeli gfistergeler ise, üç eklemli göstergelerdir. Sözlerin gerçek anlamlı kullanımlan, anlam w ses-biçim gibi ıkı eklemli iken; sözlenn iğretilemeli anlamlanyla kullanımları, dil göster-j^lerinı üç eklemli hale getirir; iğretilemeli anlam, gerçek anlam
ANLAM BİUMİ ve İLETİŞİM
bir başka varlığa işaret ettiği iğretilemeli anlamlardır. Bu tür iğretilemeler, çeşitli açılardan benzerliği bulunmayan iki şeyin, önemli bir açıdan nasıl benzerlik taşıyabileceğini gösteren karşılaştırmalardır.replika saat Benzerlik ilişkisi yüzünden sözün anlam alanında ortaya çıkan değişmeler, iğretilemenin en sık rastlanan şeklidir. İğretilemeli anlamların çoğu ile bir kökün türemişlerinin büyük kısmı, benzerlik ilişkisiyle edinilen yeni bilgileri karşılamaktadırlar. Ad+ad veya ad+eylem biçiminde başlıca iki kullanımı olan diUerde, yan yana getirilen ad üe ad veya ad ile eylem arasmdakı ilişki, gerçek dünyada bulunmayan saymaca bir ilişki ise, zaten kendileri de saymaca olan bu ikili unsur arasında yeni bir alt katmana geçilmiş olur, daha alt bir çınlama doğru yeni anlam dallan gelişmeğe başlar. İşte buna iğretileme diyoruz:
Bu tür iğretilemeler, yapı ve yönlerine göre bazı farklılıklar taşırlar, benzeşim, mecaz-ı mürsel, kinaye, mecaz, abartma, mesel alegori gibi çeşitli söz sanatları, sözlere nedenli bir üçüncü eklem kazandırmanın, yani iğretilemeli anlamların başlangıç noktalandır.
koyun 'koyun > verilen buyruklara uyan, kendi kişiliğini gösteremeyen kişi'; bağ 'bağ, bağlanü > ilgi, ilişki'; gömldc 'gömlek > basamak, kaL derece'; ET, TT arka 'sırt, iki kürek arasındaki kısım; omuz arkası; arka taraf; ense > destek, dayanak, yardım; destekçi'; EAT dükü 'tilki > TT tüh: tilki; kurnaz'; ET soğuk 'soğuk > TT soğuk ısısı düşük olan, sevgiden yoksun olan, yakın ve içten olmayan, ilgigy dnsel istek duymayan'; TT baltala- 'balta üe kesmek; V’ikmak, devirmek; kmp geçirmek, berbat etmek; engellemek; baücm 'ET batmış, çökmüş; çukur, delik > TT işi bozuk, iflas etmiş; ET burun 'burun > çıkınb > ön, önce'; ET öküz 'öküz > TT kaba, arüay'işsız, bön'; ET sağmal 'sağımlı, süt vermekte olan hayvan > TT sömürülen, kendisinden çıkar sağlanılan kişi'; ET taral- 'darlaşmak > TT daral-: sıkmtı basmak, darü-: incinip küsmek, gücenmek'; ET uyuf- '"uykuya dalmak, pıhtılaşmak, mayalaşmak > TT uyuşuk, duyamzlaşnuş; uyuşuk, tembel'; TT yan- 'yanmak tutuşmak >
uzubnek, cara yanmak, aa çekmek' . ET yumşag sen ohna*»^
TT yvmKşiifc: yumuşak; Hoş. tatlı; güç olmay-an. koUy'^^^ h. Kotnşuluk tUşkisime disyalt iğrvUUnn^li anUun Va anandaki benzertık dışındaki nederv-sonuç, eşlik-rrthk. paıçL .1 bütiaıhık, zanvan-mekan, iş-araç, üretim-tuketiurn vb. türden c* öaKÜikler, butnrlenru çağnştına komşuluk iiişkilen varato bu ortak ogaeUiklere dayab çağnşımlardam doğan iğretilenv^l komşuluk veya kapsamla yıo iğretilemeleıdir Bir sözün aıü«l lüanmın komşu sözlerin alanlanrva bulaşmaısıdır. Aralaıvd.) komşuluk ilişkileri bulunan sözlerin kolayca bitbüietinin ani^L, alanlarını kapsadıklan görülür. Anlam değime yoUannme genel olanı bu tür zıtlık ilişkilerinden çok, sözün kuUânıldh; ortamlardaki bilgileıie kurulan komşuluk üişkilen yoluyla gn-| çekleşir. Komşuluk ilişkileri, benzerlik, p»arça-bütün, nedavsorBn;l vb. p>ek çok ilişkiye bağlı olup, asıl anlamdan başka bir anianuj geçiş, yani bir kavramdan başka bir ka\Tcuma geçi^ ilgili «ilamı değişmelerinin hepsini içine almaktadır:
ET bor- 'gitmek; uzaklaşmak' > TT twr- 'ulaşmak;L\T I 'var olmak, (bir şev le) var olmak; geçinmek, geçinünı TT bmrm-: sığmmak’; ET bonş- 'birlikte varmak, birlikte çtj EAT b«nş-* 'birbirine gidip gelmek (banş görüş ol-) > iyi ©-N uyuşmak, barışmak > TT banş-r barışmak'; ET, EAT, TT yıılc' yük > hayvanların taşıdığı mal > anne kamındaki çocuk> sdcEnb, külfet'; EAT, TT yüklü 'yüklü > gebe kadiri; ET izdf izlemek, ardına takılmak > EAT, TT aramak > dilemek, istcı ET tunuı- 'aev’mek > EAT, TT tmren- > imrenmek'; ET öbb > EAT cykm: ciğer > TT o/kr: ötke'; ET kbtur- ‘yukan kaldı yükseltmek > EAT gotur-: kaldırmak, ortadan kaldırmak> gptnack. götunnek'; ET, EAT konuş- 'birlikte konmak, otum EAT TT konu^^nak', ET, EAT çapkın ‘soygun, yağma; soy ^ ifldar arkasında koşan, önsellik taşıvan wva\u ET yıtrftk yür^ > TT yürek; bir bütünün merkezi; ces.
C.1-Anlam genişlemesi; Anlam kapsamı dar olan bu zamanla ilgüi bulunduğu kavram alcını içinde yayılarak daha niş, daha genel bir anlam kazanmcisı olayı, anlam gervişleınes^ Anlam genişlemesi olaymdsç sözün anlzurunda, alt ardamdan \Jı anlama geçiş söz konusudur;
ET kişi 'dişi, hanım > EAT, TT kimse, kişi; Az. erkek; koca'; 3.Erkek; ET ton 'elbise > EAT don: elbise, g?ysi > Tî i», iç giysi, don'; ET açıt- 'acılaştırmak; ekşitmek; aatmak, agıst vermek'; ET açlık 'açhk > TT açhk, aç gözlülük'; ET aga'büyük. ı büyük ve yaşb olan > 'TT soylu; zengin; saygın; cömert, eü jçk' ET ağız 'ağız.; herhangi bir şeyin girişi > TT dil kullanım biçmı,^ üslup; bağlam'; EAT alaca 'cilaca, karışık renkli > TT kötü buy,îkı) yüzlülük'; ET alım 'alma işi; verg^ > TT çekicilik, cazibe' ,ET,1 alan 'açıklık yer, orman içindeki düz ve ağaçsız yer > TT bi%;j dal, branş, bilim kolu'.
g2.Anlam daralması: Sözün kavram ve ardam ^ bakunmdan bir dauralmaya uğ;rayarak, eskiden aıdabıj^! ancak bir bölümünü, bir türünü anlatır duruma sözün genel bir anlamdan özel bir anlama, geniş bir daha dar bir anlama geçişi, anicim daralmaısı olarak Anlam daralması olayında, sözün anlamında, üst ardamı anlama geçiş söz konusudur:
ET opd 'çocuk, evlat, un oğul: erkek çocuk, kız oğulV
>TT oğul 'erkek çocuk'; ET tabar, tavar 'her türlü mal, m|
>EAT, TT davar küçükbaş hayvan'; ET alkış 'bitiriş, son övme, kutlama, övg;ü, dua > TT el çırparak alkışlamai Icûlay > TT ucuz: para değeri az olan'; ET tüne- 'gecey geodendc' > TT tüne- 'yalnız kuşlar ve evdi kanat! ıçm kümeste vrya tüm^kte gecelemek'; ET tünek 'V hişnAane' > TT tünO. 'evdi kanaüı hayvanlanniçinâ torna, dal veya mrk', CT, EAT kon- 'yer tutmak, yeti
lemck. bir yerde kalnvak' > TT kon- 'yalnız uçanlar için kcmmak', ET, EAT bmnn- 'geçinmek, var olmak' > TT bann- 'sığınmak'. ET taıgUc 'canhiık > EAT dirUk: hayat, yaşam > TT dtriik 'geçim, yaşayış düzeni, huzuı'; ET erük 'meyve > TT erik 'erik'.
c-3Aj\lam iyileşmesi. Kötü anlamlı bir sözün zamanla iyi bir anlam kazanması olayı, anlam iyileşmesi olarak bilinir Bir sözün gösterdiği anlamdan az veya çok uzaklaşarak yeni bir anlam kazanmasıdır.Totemistik devirlerde ve alıntılarda boka görülen bir ardam değişmesidir;
ET ynbız 'kötü > TT yavuz: iyi'; ET yaman 'kötü > TT iyi, gü^'; ET emgek 'sıkmb, eziyet > TT emek, çaba'; Kıp,, Moğ. çocuk, çoçka 'domuz yavrusu > EAT insan yavrusu, çocuk'; ET kma- 'işkence etmek, cezalandırmak > kmamak, ayıplamak, ET layık, kıyak 'kıyılmış, doğranmış; kin; bayılma; kıyıcı, zalim; > TT benzerlerinden üstün olan, hoş; ayrıcalık tanıma'; ET yaman 'kötü, korkunç > TT güçlü, etkili'; ET yabız. yava. 'kötü, fena > EAT güçlü- replika saat sundu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder