Sayfalar

gizli kamera

replika telefon

maca bitksi

replika telefon ile metafizik bilgisi23

 replika telefon


replika telefon ile metafizik bilgisi23 sizler icin bugün replika telefon elinden gelen gayreti gösterdi ve sizlere bugün replika telefon  yazdı ve replika telefon dediki 10 ği V.ır olması nasıl mümkün olabilir? Sonra eğer sonsnv, j) lamda varsa, sesin görülemez olmasına karşılık görülemez bir öğesi olmadığı gibi, o da sonsuz olmak bakımından "'"''li öğesi olamazd*) Ve nihayer şüphesiz sonsuz bilfiil ''ar olamazÎl'^1 kü o zaman onun ayrı başına alman her bir parçasının sonsı gerekir. Çünkü eğer sonsuz, bir öznenin yüklemi olmayıp sonsuzun özü ile sonsuz aynı şey olurlar. Bundan dolayı o mez veya eğer bölünebilir ise sürekli olarak bölünebiliı ki lünebilir. Ancak bir aynı sonsuzun bir sonsuzlar çokluğu o| imkânsızdır. Çünkü nasıl ki Havanın bir parçası Hava ise sonjy da, bir röz ve ilke olması durumunda bir parçası sonsuz olacahif halde onun bölünemez ve parçalanamaz olduğunu mu söylevece Fakar bilfiil sonsuz böyle bir şey olamaz, çünkü o zorunlu olarakj bir nicelikrir. Demek ki sonsuz, öznesine ancak bir ilinek olaral olabilir. Ama eğer öyleyse daha önce değindiğimiz gibi o bir ilke maz, ilke olan, sonsuzun bir ilineği olduğu şey, yani Hava veya sayıdır.
Ancak buraya kadarki araştırmamız genel türden bir araştır dır.kb Geriye sonsuzun duyusal şeyler grubuna girmediğini gö: mek kalmaktadır. Eğer bir cisim, yüzeyler tarafındnv sınnlmr olarak tanımlanıyorsa, ister duyusal, ister akılsal olsun sonsuzbi 25 sim var olamaz. Bağımsız olarak sonsuz bir sayı da var olamaz. Çi sayı ve sayısı olan her şey sayılabilir.(4) Şeyleri fizik gerçeklikleri
I)O-II. sırırlar, akıl yürütme zincirini bozmaktadır. Aristoteles bir töz olmayan son (buna 1 I. .satırda geri dönecektir) bir ilinek de olmadığını kanıtlamaktadır. F.ğersonsıı:. nekso. bir <iğc tılamaz, ancak nasıl ki sesin bir öğesi olan görülemez olan tleğil. görülemez ancak bir ilineği okluğu telafifiız edilen sesse, o da bir ilineği okluğu öğe olabilir.
2)Bilfiil .sonsuz, var olamaz (o halde sonsuz bir röz değildir). Çünkü eğer sonsuzun bi ilke ve röz okluğu fiırzedilirse, sonsuz ile Ö7.ü arasında bir özıleşlik olacaktır. Raşkadeyişle: kr/'n\r \’e onun bürün kısımları benzer olacaklardır. Ancak eğer ekinim öylevse, o ya Wii dir veya bökinebilirtlir. Eğer bölünebilirse, bir sonsuzlar çokluğuna bölünecekdr. F.ıbı sonsuzun tek bir stınsıız teşkil ermesi imkânsızdır. O halde gerive sonsuzun bölünemezi nu savunmak kalmakr.ithr (17. satır). Ancak bölünemez olanın bilfiil sonsuz olması inık;‘ çünkü sonsuz özü bölünebilir olmak olan bir nicelik olmak zorııneiadır. Dolavısıyla sor töz tlcğiklir, .satlccc bir ilinektir. Bu ise onun her türlü ilke tılma iddiası vc hakkını oıtaı dırmakf.Kİır. İlke olan onun ancak bir ilineği olduğu şey olabilir, (krş. kendisinden esir miz Siınpl. l~'-24). 21. satırda (Hava veya çifit sayı) .Ari.sroteles’in k.ıstetriği .Anal ve Pyrb.tgor.asçılarelıı.
M Başka eievijîe mantıksal (logikos) bir araştırmadır (Simpl., '176, 2.â vtl: Krş, Z, 4. ''‘‘fi onun fiziksel (phys/kos) bir araşrırma ile reyiti etlilmcsi gerekir. ■’/,;i^ll.İ!Kçrr»ank.şel vfi'n fiziksel sonsuz bircisini,
Temel amacım, çok basit olarak, Aristoteles’in ne elemek istediğj„j bu anladığım şeyi okuyucuya düzgün bir biçimde aktarabilmek dan dolayı bir yorum niteliğini taşıyabilecek bir tarzda elimdeki iTie,^'''M zaklaşmamakla birlikte, onların harfi harfine bir tekrarı olacak bir da girmedim. Bundan dolayı biçim ve ifade tarzı ile ilgili olarak bazı ler yapmaktan, gerekli gördüğüm yerlerde açıklayıcı kelimeler ek|
bölmeler vb. yapmaktan çekinmedim. Bu arada birçok pasajda Arisro|*'|^
kıl yürütmelerini sergilerken veya kanıtlarını sıralarken Ross ve Trico; tıkları gibi ben de aslında olmayan bazı harfler veya rakamlar eklemeli''"' onları birbirinden ayırmanın yararlı olacağını düşündüm.
Çeviride mümkün olduğu kadar orta bir yol tutmaya, ılımlı bird;|ı maya çalıştım. “Kuvve, fiil, mahiyet, tasdik, teslim vb.' gibi bazılarına ki" görünebilecek bazı kavram ve kelimeleri kullanmakta hiç tereddüt ğim gibi “doğa, kanıtlama, sorun, türsel vb.” gibi başka bazılarına da "a,j ma" görünebilecek kavram ve kelimelerden yararlanmada da Idçbir durab göstermedim. “Eski” dilimize ait olup, ifade ettiği veya karşıladığı anlamlı olarak yerine daha iyisinin konulamadığını düşündüğüm her kelimeyi raf kullandığım gibi “yeni” dilimize ait olup her seviye ve grupta aydın arasıııi şağı yukarı bir kullanılma alışkanlığı kazanmış olan sözcüklere de çevirinıdf bol yer verdim. Öre yandan çevirimde bu genel prensibime uymavan bineklerle karşılaşılabileceği ihtimali de, doğrusu, beni rahatsız ermedi. Ne nim, ne de başkalarının dil sorıınıınu birtakım ilke kararları ile çözemevei miz, bunun bizi aşan rarihi-kiilrürel bir sorun olduğu ve ancak çok uzunbi-man süresi içinde kendi mantıkî ve doğal gelişimi içinde çözülebilececi.bizeci şen görevin içinde yaşadığımız anda, önünıüzde hazır bulduğumuz I imkânları ile söylemek istediğimiz şeyi düzgün ve uygun bir biçimdesöybicv çalışm.ıktan ibaret olduğu ana düşüncesi, uzun zamandan beri, yazılaıınıdadiı ilgili kaygıların üçüncü, dördüncü plana geçmesi gibi, bence mutlu, biı sok doğurmuştur.
Bu önsözü bitirirken yardımları sayesinde bu çeviride bulunan Yuiijk k.ıvram ve terimlerle ilgili açıklama ve notların ortaya çıkması mümkünolm ol.ın Prof. Dr. Haşan Malay’la, Dr. İhsan Oktay Anar’a. Ynhıvıa Teriı/ılt'' Knvrnnıhu- Diziniy\ç Şerhliler vc Filozoflar Dizinf nin hazırlanmasını kencük ne borçlu olduğum Araştırma Görevlisi Aydın Müftüoğlu, Araşrırma Göred Mehmet Kuyurtar ve doktora öğrencim Edibe
Metiifızik, ‘‘akroamarik” (akroamatika) veya onunla aynı anlama gelen, ancak Arisroreles’in kendisinin olmayan bir deyim kullanmak gerekirse ö/el, giz-lİ" (esorerika) kitaplar sınıfına girer. Aristoteles, öğrencileritıe ayırdığı ve genel, halka açık’ (eksoterika) araştırmalarının tersine, şe\'in kendisine ait ilkelerden hareket eden (ek ton oikcion arkhon) ve kanırlayıcı ve Öğretimin konusunu teşkil eden derslerine “akroaseis' adını verİr. Bu daha başka Özellikleri de aıkasın-dan sürükleyen, iç yapı İle İlgili bir özelliktir, içeriğin kendisi bakımından, “ak-roamarik" olarak nitelendirilen bir çalışmanın, Fi/iğin ve\'a ilk Felsefenin sorun-
1) Bu Giriş, daha önceki baskıların girişinden hissedilir ökiidc d ıha gı-niş nlmnkl.ı hirlikre aynı zihniyce içinde rosarlanmıştır. Mctûfızik'm gerek büciiıui. gcıvksc kısıml ırmın her biıi ile ilgili olmak onaya koyduğu her çeşit sorun ve güçlükler hakkında tanı hiı açıkl ima venn<.\ i dü-ştinmedik. Genci açıklamalarla yerindik ve her türlü ramşmatlan kaçınarak. Aristorclcs incelcme-Icrinin bugünkü durumunda kendilerini kabul ettirmiş olan w Stagira’lı hl«»7nKın eserinin kendisi ile U7un bir süredir haşır neşir olmamızın bize destekler göründüğü çözıimleri kabul ettik. Bizim sadece özetlemekle yerindiğimiz ve netice itibariyle stmuçlarım kabul etriğimiz bu uzun eleştiri yılışmasına bir yüzyıldan beri gerek AlınanyaVla, gerekse Ingiltere se I lansnMa girişilmiş ve hnl ılı bir sonuca ulaştırılmıştır. Bu notta, MetiifizHi \n tlış rarihi ile ilgili olarak yeterli bir fikir edinmek için başvurulması zorunlu olan belli başlı bilgince inceleme ve yorumlama ile ilgili eseilerc kısaca işaret edeceğiz.
Aristoteles’in yorumunun gerçek başlatıcısı Ch. Aug. Hramlis. {ÎYiiUrihe ih’.uirniicn depn/litis Arhtoîvîif lihris. Bonn, 1823) ve onunla aynı zamanda l-ransa’da (l.'Essıti <ttr /r MefıtpIfY^i^ue d'Arhtote, 1. cilty 1837; 2. cilt, 1846) adlı eserinden bugün hile yaraılanmaya devam ettiğimiz F. Rıvaisson’dıır. Bonitz, (Latince şerhine Giriş i: t. y>,us Bonn. 18V)) Bran-
ılis’in eserini devam ettirmiş ve tamamlamıştır. Kendilerimlen söz ermemiz gereken daha yakın 7.1111 anları ;ür çalışmalar onun aklı başında ve ihtiyatlı sonuçl ınnı tekrar ermekten bışk;i bir şey yapmamışlardır. Yunan felsefesi tarihçileri (eserinin birinci baskısı 1811-183^ yıllarına ait olan Zeller ve (jomperz; 1893-1902), anlaşıklığına göre, ortaya yeni şeı lei koymanıiskmlır. Kitabının önemli bir ek bölümü Aristoteles’in eserinin kaleme alınışı w kronolojisinin incelenmesine ayrılmış ol.ın (253-288. sayfalar) J. Chevalicr’nin {La Notioa du AVVc'o.ı/Vc d'cz. Ay'ntote er cl>rz ses PrrdMsseurs, Paris, 1915) tezi hakkında da aynı şeyi söılenıek gerekir. L. Rohin’in savesinde 1920 vılıntla yayınlanmış olan, ancık kaleme alınışı ra l‘)01 yılına kaklar geri giden O. I lame-lin’in gıi7el eseri {J.e syst'emr d'Aristote), geçen yüzyılın sonu itibariyle eleştiri çalışmasının sonuçlarını çt»k ;ıçık bir biçimde gözler önüne .sermektedir. Aristoteles'in külliyatı, özellikle Metafizik lizcrinc gerçekten yeni görüşlerle karşılaşmak için Weineı-\\'illıelm pıeger’in ç:ıhşmnlannı {l'/uendıtinnı Aristoteleanon Specimen, Berlin 191); Studivn zur F.ııstehun^s^esehii'htc der Metaph-ysik des Aristoteles, Berlin, 1912; Aristoteles, Gnırıdle^nıg ehıer (jesehiı hte sehter F/ıtırieklua^, Berlin. 1023) beklemek gerekmiştir.replika telefon sundunlar....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder