Sayfalar

gizli kamera

replika telefon

maca bitksi

replika saat ve islam savasları11

replika saat ve islam savasları11

 replika saat evet arkadaslar sizlere en güzel yazıları yzan replika saat diyorki Abdullah b. Nafi b. Abdulkays ve Abdullah b. Nafi b. mutasındaki kuvvetler, İbn Ebi Şerh ile birleşerek Mısır’dan doğru harekete geçtiler. Trablus’tan Tanca’ya kadar olan hâkimi ve Bizans İmparatoru’nun vâlisi, İslâm ordusunun toptjj! rina doğru ilerlediği haberini alınca, yirmi bini süvari olmak yüz bin kişilik bir ordu
hazırlayarak tedbirler aldı. Krallık olan Subaytala’ya yirmi dört saatlik bir mesafede iki ordukarşıtj| şıya geldi. İbn Ebi Serh’in, Müslüman olmak veya cizyeyi kabala mek teklifi reddedilince çatışma başladı. Bu arada, ordunun MeJı ile olan haberleşmesi kesilmişti.

Hz. Osman bağlantı kurabilmek için Abdullah İbn Ziibeji’ii askeri birlikle Afrika’ya gönderdi. Günlerce süren savaş, Abdul| İbn Zübeyr’in önerdiği taktikle kısa zamanda büyük bir zafedesj nuçlandı. Müslümanların eline geçen ganimet oldukça büyükti.Si varilere üçer bin dinar ve yayalara ise biner dinar hisse diişmüştî;
İslâm ordularının önündeki bu engel kaldırıldıktan sonra H2.(k man, Abdullah b. Nafî b. Husayn ve Abdullah b. Nafi b. Abdulkapi hiç vakit kaybetmeden Cebelu’t-Tarık’ı geçerek Endelüs’e girmefe emrini verdi. Hz. Osman’ın, ordunun Endelüs’e geçişini istemi İstanbul’un batı yönünden sıkıştırılarak fethinin kolaylaştml®; düşüncesinden kaynaklanıyordu. O, komutanlarına şöyle diımİE “İstanbul ancak Endelüs tarafından fethedilebilir. Eğer oran fett derseniz, İstanbul’u fethedenlerin ecrine ortak olacaksınız.’^^
Böylece Hz. Osman zamanında. Kuzey Afrika’daki fetihlertı marnlanmış, İslâm’ın karşısındaki en büyük güç olan Bizans'ulif tıdan sıkıştırılması plânları uygulamaya konulmuştur.
Öte taraftan Muaviye b. Ebi Süfyan, Osman’dan (r.a.) izin rak, Suriye sahillerinde oluşturduğu donanma ile Akdenize# ve Müslümanlar denizlerde de Bizans’a karşı varlık gösterraertte lamışlardı. Muaviye daha önce bu iş için Hz. Ömer’e müracaab' mişti. Ancak Ömer (r.a.), o an Müslümanların maslahatı btfP rekli kılmadığı için izin vermemişti. Daha sonra şartlar elverişli hâle geldiğinden dolayı Hz. Osman donanma inşasıaı®’ zumuna kanaat getirmişti. Muaviye, donanmasıyla denize aç® Kıbrıs Adasına çıktı. Abdullah b. Sa’d Mısır’dan onun yardımı®? Kıbrıs, yıllık yedi bin dinar cizye ile İslâm hâkimiyetini ti'’'
574 İbnttl-Rsir. AppiyuR-OO-H i
An kaldı (Hicrî 28). Bu miktar onların Bizans İmparatoruna
Hicrî otuz yılında Sa’id b. el-As’m Taberistan’a hücum ettiği görülür. Bu bölgede gazalarda bulunan Sa’id, birçok şehri fethetti. Horasan, Tüs, Serahs, Merv, Beyhak bunlardan bazılarıdır.
Bu yıl içerisinde Hz. Osman, değişik eyaletlerde, Kur’ân-ı Kerim’in okunması üzerine ortaya çıkan ihtilâfları ortadan kaldırmak için çalışmalar başlattı. Kur’ân-ı Kerim ilk olarak Hz. Ebû Bekir zamanında tedvin edilmişti. Zeyd b. Sabit’in başkanlığında yapılan bu çalışmada, Kur’ân-ı Kerim bir kitap hâline getirilmişti. Bu ilk mushaf,
Ebû Bekir’den (r.a.) sonra Ömer’e (r.a.) geçmiş, onun şehadetinden sonra da Hafsa’nın (r.a.) elinde kalmıştı.
Azerbaycan seferi esnasında ordu içerisinde kıraat konusunda bir ihtilâfın çıkması, ordu komutanı Huzeyfe b. Yeman’ı endişelendirmiş ve Halife’den, Müslümanların emin bir şekilde okuyabilecekleri hirmushafın çoğaltılmasını istemişti. Hafsa’nm (r.a.) yanında bulunan mushaf getirilerek çoğaltıldı ve bütün eyaletlere dağıtıldı. Bunun dışında kalan nüshaların tamamı toplatılarak imha edildi. Bu durum karşısında Ashabın hayatta olanları oldukça rahatlamışlardı.^zg
Hz. Osman, Resûlullah’a (s.a.v.) ait olan; Hz. Ebû Bekir ve Hz. Wden sonra kendisine intikâl eden mührü Medine’deki Arîs ku-iuisuna düşürdü. Onu bulacak olana büyük miktarda para vaadinde hulı
‘unmuş, ancak bütün aramalara rağmen bu mühür bulunama-l'uca Osman (r.a.) büyük bir üzüntüye kapılmıştı. Ondan ümidini .^l^nchemen bir mühür yaptırdı. Şehid edilene kadar parmağında
kalan bu mührün kimin eline geçtiği tesbit edilememiştjfsgj. Esir,3/ 133). Bu olay hilâfetinin altıncı yılında meydana
İslâm fetihlerinin sürekliliği ve elde edilen ganimetleriç ların zenginleşmeleri, refah seviyesini oldukça yükseltmişti rum, tabiî olarak, İslâm’a uygun olmayan birtakım davranışı: lerinin de ortaya çıkmasına sebep olmuştu. Resûlullahîn^ yanında yetişen ve bu gelişmeleri endişeyle takip eden sakı bu endişelerini yer yer ortaya koymaktaydılar. Bunlardan replika saat birisj|^ zühd ve takvasıyla tanınan ve maddî varlıklardan muhtaç rin yeterince istifade ettirilmediğine inanan Ebu Zerr el-Gifaıi| (r.a.). O, Şam’da, Muaviye’nin uygulamalarına karşı çıktığı vediiş|, çelerini söylemekte ısrarlı davrandığı için Medine’ye çağırıldı, g, Zerr, Medine’ye geldiğinde görüşlerini Hz. Osman’a tekrarlamış. Bunun ardından, Halife’den izin isteyerek, Medine’ye yakın bir ju olan Rebeze’ye gidip yerleşmişti.
Bizans’a karşı kazanılan en parlak ve kesin zaferlerden birisil^ şüphesiz ki Latu’s-Sevârî deniz savaşıdır. Abdullah b. Sa’dinkott tasındaki İslâm donanması, İskenderiye açıklarında Bizans İmpı ratoru Konstantin komutasındaki büyük donanmayla karşı kaışır, geldi. BizanslIların gemi sayısı hakkında verilen bilgiler, beş )ti sekiz yüz rakamı arasında değişmektedir.
İslâm donanmasının sahip olduğu gemi sayısı ise iki yüz» rmdaydı. Yapılan savaşta Bizanslılar büyük bir bozguna uğrai Konstantin, Sicilya’ya sığınmak zorunda kaldı.s®'
Bu zaferden sonra Bizans, Müslümanlara karşı olan deniıt tünlüğünü kaybetmiş, İslâm donanmasının İstanbul sulannakâ önüne çıkacak bir güç kalmamıştı.
Fitnenin ortaya çıkışı ve şehadeti Hz. Osman on iki sene hilâfet makamında kalmıştır. Bun®' altı senesi huzur ve güven içerisinde geçmiş ve hiç kimse yöne®^ uygulamalarından şikâyetçi olmamıştır. Kureyş, onuHz.Ömf'^ daha çok sevmişti. Çünkü Hz. Ömer onlara karşı şeriatıuygu'®"^ müsamahasız ve sertti. Hz. Osman ise yaratılışındaki>Tinıi)?aÖ'^' hoşgörü ile insanların serbestçe hareket edebilmelerine lamıştı. Onun bu yapısından istifade eden eyaletlerdeki bit vâliler, sorumsuz davranışlar sergilemeye başlamışlardı.
^jl(5yetleri âni ve kesin kararlarla karşılayamayınca, yavaş yavaş bir fitne ve kargaşa ortamının oluşmasına zemin hazırlanmıştı.
Endelüs’ten Hindistan hudutlarına kadar çok geniş bir sahayı kap-la^'an devletin içerisinde, çeşitli din ve ırklara mensup zimmi statüsünde topluluklar vardı. Bunlar, mağlup düştükleri İslâm Devleti’ne karşı her fırsatı değerlendirerek başkaldırıyorlardı. Yahudi unsuru ise, İslâm Ümmeti’ni parçalayıp yok etmek için İslâm’ın temel prensiplerini hedef almıştı. Müslüman olduğunu iddia ederek ortaya çıkan bir takım Yahudi asıllı kimseler, zuhur eden huzursuzlukları körükleyip fitne alevini her tarafa yaymaya çalışıyorlardı.replika saat yazdı ve sundu..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder