Sayfalar

gizli kamera

replika telefon

maca bitksi

Replika telefon ile osmanli tarihi bilimi bilgilerimiz

replika telefonn ile osmanli tarihi bilimi bilgilerimiz
 replika telefon

replika telefon ile osmanli tarihi bilimi bilgilerimiz üzerinde ve Kuzey Arnavutluk’ta kuvvetli bir prenslik kuran Arnavutları bir idare altında toplamağa çalışmışlardır. Bu aileden ¡H geçen (XIV. yüzyılın ikinci yarısında) I. Balşa’dır. Bu, Sırp Uroş’un ölümünden sonra yukarı Zenta'yı ve sonra Kroya'yı işgal etti ra’yı da prensliğe merkez yaptı. Balşa’mn ölümünden sonra üç o^lu kilisesini terk ederek katolik olmuşlardır (1369). Bu üç kardeş, Arnavut 8crıyf],|' riyle birleşerek Güney Sırbistan kırab Vukaşin’e ait yerlerin büyük bir kısrnı,^ zabtettiler; bundan başka Güney Arnavutluğa yürüdüler ve böylece Âvlonju Kaninaıre Berata Balşa’ların eline geçti; bu prensliğin idaresi üç kardeşin tjj. yüğü olan Jorj Balşa’mn elinde idi; bu, Bosna’da bazı muvaffakiyetler temin etti ve bu hususta eniştesi Şarl Topia’dan yardım gördü. Jorj Balşa ikinci Bosna seferinden büyük bir başarı ile Işkodra^ya. avdetini müteakip Ul% öldü ve yerine küçük kardeşi İkinci Balşa geçti. Bunun zamamnda bu prensli-liğin büyümesinden korkan Şarl Topia’mn, Balşa ile arası açıldı, Çandarlı Halil Hayrettin Paşa kumandasındaki kırk bin kişilik bir Türk ordusu Elbasan kasabası yakınında Balşa ile çarpıştı; Arnavut kuvvetleri mağlûp ve İkinci Balşa da maktul düştü. Berat, Avlonya ve Musaki prensleri Türklerle anlaştılar. İkinci Balşa’nm yerine Stratisimir lâkabım alan II. Jorj geçti; bu, Sırp despotu Lazar’m damadı idi. 1396’da bir Türk ordusu Arnavutluca \km yaparak îşkodra. Berat, Kroya, Kesriye ve Ülgün^ü işgal etti; Ülgün, Jorj’-n Osmanb padişahına nikâhlanan bir prensesi dolayısiyle geri verildi ve I^koh i bir para mukabilinde Venediklilere terk edildi. II. Jorj 1392’de Macaris-u’da Türklere karşı hazırlanan büyük bir sefere iştirak etmek istedi; fakat tkler tarafından esir edildi ve 1395’de Raguzahlann ricalan üzerine serbest daldı. Jorj 1396’da Leş’deki Dukakinlerle mücadeleye girişti ve tşkodra ile T bazı yerleri Venediklilere terke mecbur oldu. II. Jorj 1403’de ölünce yerine III. Balşa geçti; ilk zamanlarda, babasımn Venediklilerle yaptığı andlaş-\ sadık kaldı; fakat 1411’de Işkodrd^yı Venediklilerden geri aldı ve vefatı olan 1422 senesine kadar Venediklilerle uğraştı; erkek evlâdı yoktu, Mem-prens tstefan Çernoviç tarafından işgal edildi. Balşa’nınva* ile Kroya arasında yerleştiler ve Kastriyotalann vassalı oldular.
giini'ye döndü: yanında birçok Arnavut senyörlerinin kuvvetleri de vardı. Hayrettin Paşa, prens Topia’nm davetini fırsat bildi ve hemen Elbasan (Bassania) dağlarını aşıp Balşa ile karşılaşmak üzere güneye döndü ve Güney Arnavutluk’taki Devol (\ oy ussa) nehrinin sol sahilinde Balşa ile karşılaştı ve çetin bir muharebeden sonra Arnavutluk prensine galebe çaldı; bu muharebede Balşa ve ona iltica etmiş olan Güney Sırp kıralı Vuka-şin'in oğlu ve M ark o K ır aliy eviç’in kardeşi İvaniç maktul düştüler (1385) Draç prensi de bu sayede memleketine tekrar sahip oldu. Osmanh tarihleri bu sefere Karh-ili hareketi derler.
Bu galebeden sonra Osmanlılar, Narda körfezine kadar sokuldular ve hattâ muvakkat bir müddet için Selanik de alındı. 1389’da Kroya ile İskenderiye (tşkodra) Türklerin eline geçti; fakat Osmanh hükümdarı, replikakendi devleti aleyhine Avrupa’da görüşmeler yapılırken Akdeniz’de büyük bahrî kuvveti olan Venedik cumhuriyetini kendi aleyhine harekete getirmeği muvafık görmediğinden bu iki şehri yine Venediklilere terk etmişti^.
prenslikleri Hğii^ kudreti kırılmış, memleketi Avlonya ile Yanya'yı alan karısı ve yeğeni Stratişimir’in oğlu Yuvan arasında taksim edilmişti; kuzeydeki Zenta ise Çernoyeviç hânedanımn mümessili olan Radiç’e aitti; Yuvan 1403’de vukua gelen ölümüne kadar şöyle böyle OsmanlIların müttefiki olarak kaldı. Bunun oğlu olup yerine geçen Üçüncü Balşa da Osmanlılar lehine hareket etmişti; hattâ Üsküp
^ Kataro Macarlara ait idi. Kıral Layoş (Ludvig)’un vefatı sebebiyle karışıklıktan istifade etmek istiyen Tvartko ile Balşa’dan herbiri burasım elde etmek için çarpışıyorlardı.
2 Vukaşin’in oğlu İvaniç, Adriyatik denizi sahilindeki Pomarie Slı^ prensi idi.
^ Osmanhİarın VenediklUerle hoş geçindikleri daha evvel de görülmüş« tür; hatta Sırpsındığı muharebesinden bir müddet sonra Dolmaçyd*daki Venedikli lere ait yerlerde taarruza girişen Macar kırah Layoş’a karşı
^ Bunlarm menşeleri ve tarikleri hakkında muhtelif rivayetler vardj, Bir rivayete göre aslen Normandiya asıizâdelerinden olup Bizanslılann zayj{ zamanlarında Işkodra taraflarını elde ederek prenslik kuran Malisör Arnavutlı^ arasmda birtakım kanunlar koymuş olan Al e ksandr Dukakin (Dukaçin)’den sonra evlâdları Arnavutlaşarak bu havalide şöhret bulmuşlardır. Bal^a ailesi bunlardan epey yer almıştı. Daha sonra Dukakin prensleri İskender’in ittifakına dahil olmuşlardır. Dukakin arazisi Dirin nehrinin sol kıyısı ile Fandi ırmağı ve Leş kasabası civarında bulunuyordu. Onbeşinci asırda Dukakin ailesi iki kola ayrılmışlardı. Bir kolu Işkodra’mn kuzey doğusunda Mirdita’mn bir kısmına ve Peya ve Gjakova bölgeleriyle diğer bazı mevkilere sahipti. XV. yüzyılda mrada yasacı yani vazı-ı kanun olan Pol Dukakin ile oğlu Leka hüküm sürü-arlardı. Ailenin diğer kolu Leş kasabasımn kuzey ve doğru kuzeyine hükmedi< ırdu. Mirdita bölgesi bunlara ait olup merkezleri Leş (Alessio) kasabası idi; ıraffi 1393^de Venediklilere bırakılmıştı; kuzey Arnavutlukta bu suretle geniş araziye sahip olan Dukakinler^ evvelâ Balşalar ve sonra da Osmanblar ile Şaşmışlardır.
İskender'den sonra bu taraflar Osmanlılara geçince Dukakin ailesinin bir I Italyaya gidip NapolVde oturmuşlar ve diğer kısmı da islâmiyeti kabul Osmanlı devleti hizmetine girmişlerdir ki Yavuz Sultan Selim zamanm-şbur Dukakin oğlu Ahmed Paşa bunlardandır. Yine bu ail^en gelen mutasavvıflar da vardır.
( M / «'îî i'l) ı s ı'nııı n^ln O-üjanlı sarayında rehin oJarak bulunup H 1 Tl»'7 a a-Hnı :i!ıııısl! Ispir'de despotluğun bir parçası olan İl/feri' ” veya l alona ve Kanına despotluğu 1314’den 1320 senesi" katlar Bizanslıların işgaline uğradı ise de sonra burayı Bulgar kıralı Aleksandrın kardeşi Yuvan Asen IComnenos altlı ^e 1372 senesinde Balşa’lar replika da Bulgar despotunun elinden altlılar. 1385’de II. Balşa’nın ölümünden sonra dul karısı Comita Musaki ^r/onya’da yerleşti ve bu yerler 1417’de Türk nüfuzu altına girdi; üç sene sonra Kanına da aynı suretle Türk hâkimiyetini tanıdı ve buralara sahip olan Regina Balşa, Korfo adasına çekildi.
Bazı sahilleri hariç olarak Alora yarımadasiyle Yunanistan ve Tesalya Bizanslılara aitti. XIV. yüzyıl sonuyla XV. yüzyıl başlarında Arnavutluk’taki müteaddit beylikleri bir idare
altında toplamağa muvaffak olan Topia ve Balşa hanedanlarının birbirini müteakip hâkimiyetlerini kaybetmeleri üzerine bunlara tâbi olan Arnavut beyleri tekrar serbest kalmışlardı. Bunların içinde en meşhuru
Kastriyota denilmiştir; her iki isim de köy ve mevki adlarından alınmadır; K a s t r iy o t a’lar tşhodra ile Leş arasındaki araziye sahip bulunuyorlardı; Balşa’lar devrinde Dukakinler’le birlikte memleketlerinden mahrum edilen K astriy ot a’lar, 1385’de II. Balşa’nın ölümünden sonra memleketlerine tekrar sahip olmuşlar ve sınırlarını IVlirditd*-nın bir kısmı ile /^kodra’nın kuzey-doğusuna doğru genişletmişlerdir. Bazı tarihlerin kayıtlarında görüldüğü gibi, Kroya bunların olmayıp Topia’lara aitti ve 1410’dan evvel ve 1415’de OsmanlIlara geçmişti.
Bu aileden Jorj Kastriyota 1389’da birinci Kosova muharebesine iştirak etmiş ve hattâ Türklere karşı geceleyin baskın yapılmasını tavsiye etmişti. 1390’dan 1394 senesine kadar OsmanlIların Arnavutluk’taki
büyük oğlunu rehin olarak Osmanlı sarayına göndermişti. ^ zahirî bağlantı ile beraber Türklere karşı Venediklilerle ^ mak ve himaye görmek siyasetini takibetti; Venedikliler sine evvelâ fahrî yurttaş ve sonra irsî yurttaş unvanlarını vermiç lerdi; hattâ Türkler bunun ülkesine saldırdıkları zaman VenedH. hlerin burasını kendi arazileri saymaları dolayısiyle Osmanlı kümeline müracaatleri üzerine Jan’ın arazisi işgalden kurtul. muştu; fakat daha sonra II. Murad, dahilî işleri düzelttikten sonra kuvvetli bir Türk ordusiyle Adriyatik sahiline gelince Jan Kastriyota Osmanlı hâkimiyetini tanıyarak oğullarım Osmanlı arayına rehin vermiş ^ ve bu çocuklar Edirne^ye yollanmıştı 1423). Osmanlıların^ Arnavutluğun diğer kısımlarına yaptıkları Ülâ hareketlerinde Jan^ Osmanlı devletine bağlı olarak kaldı 1443 senesinde ölümüne kadar kendisine dokunulmadı v
an Kastriyota'nın Reposhi, Stanisba, Konstantin, Jorj tender adlarında dört oğlu vardı. En küçükleri Jorj’du. Reposhi, bit tiniyle evlenerek, rivayete göre, İskender’in yeğeni Hamza Bey bu izdi-■oğmuştur. Jan’m çocuklarımn en büyükleri Stanisba olup bununla Bey’e 1445’de Venedik senatosu tarafından site hakkı verildiğine ve bre ve diğerinin Matya senyörü olaraksıiı
saraMiıa alnıd)âı /aman (»n «i^kız, on dokuz yadlarında idi. Kabi-liy(‘tli bir f/rm, <»lu|> silâhşor olarak yetişmidta. Osmanlılann Anadolu VI' Humrli şoförlerine ı-tarak ederek cesaretiyle tanın dj. Mu-haki me ve fikrî faaliyet devresi olan bir yaşta Osmanblann hizmetine girdiği ve beyzade olduğu için memleketine karşı rabıtasını muhafaza etmiş ve el altından bu alâkasını devam ettirmişti. 1443 senesine doğru babası ölmüş ve bunun memleketi, Kroya sancak beyi Haşan Bey’e verilen bir emir replika üzerine işgal edilmişti, İskender Bey, Osmanlı ordusunda sancak beyliğine kadar çıkmıştı; 1443’de Jan Hunyad’la yapılan Morava mukarebe-sinde ve henüz savaşın başlarında mevziini terk ederek memleketine kaçmış ve bunun böylece çekilişi Osmank ordusunun bozulmasının sebeplerinden birini teşkil etmişti.
İskender Bey kaçmadan evvel kendisinin Osmank kü-kümdan tarafından Kroya sancak beyliğine tâyin edildiğine dair elde ettiği sahte bir fermanla hemen o tarafa gitti; biraderinin oğlu Hamza Bey de beraberinde idi; İskender’in maiyyetinde üçyüz sadık bendesi vardı; sahte fermam göstererek bu adamla-riyle Kroya^ya. girdi ve kale muhafızı Haşan Bey ile onun maiyyetinde bulunanları derhal öldürttü; Kroyo’dan sonra bazı kade-leri de elde etti ve işte bu 1443’den itibaren meşkur mücadelesine başladı.
Arnavutluk olaylarını şöylece hülâsa edebiliriz: Osmank Türkleri 1383’de Arnavutluk’la temas etmişler ve 1385’de Arnavut prensleri arasındaki mücadeleden istifade ile oradaki hâdiselere müdakele etmeğe başlamışlardır. Bu sırada Balşa’lar üe Topia’lar ehemmiyetten düşmüşlerdi. Daha sonra Yıldırım Bayezid’in 1394’den 1396 senesine kadar Arnavutluk harekâtı esnasında, Arnavutluğun Işkodra ve Leş taraflarmda Dukakin-1er ve Dogmo mıntakasında Goia Zakkaria ailesi, Orta Arnavutluk’ta Kastriyotalar ile Toplalar ve Güney Arnavutluk’ta Avlonya ve Kanina civarında Aranitiler^ ve kendi adlarım
^ AranitVler çok eski bir Arnavut ailesidir; bu aUeden Komnen adbbiri-|in Arauiti ve Musakio ve Vladene isimlerinde üç oğlu vardı; bunlardan ALranıti ihOiunen, Avlonya ile onun cenubundaki Kanina, Cermanika ve civanmn sen-l&rü idi. ArazUeri Zemeni suyunun kuzeyine ve Viyosa nehrinin güneyine ve
ailelerinden çıkarak Venediklilere geçmişti. Arnavut) feodal hali ve mücadelesi Türk istilâsını kolaylaştırmış vp°ı bunlar arasındaki husumet ve mücadelelerden istifade ^ lerdir; bundan başka Osmanlı istilâsı esnasında hariçtetı ıjj ralara yardım ihtimalleri yok gibiydi; çünkü Venedüdile, menfaatlerinden başka birşey gözetmiyorlar vs Osmanhlarlj mak istemiyorlardı; bundan başka Arnavutluğun zaafında fade ile bazı mühim yerleri de işgal ediyorlardı. Raguza’l] iktisadi vaziyet sebebiyle Osmanb işgaline aldırmıyorlan bu ümitsiz vaziyet içinde Orta Arnavutluk’ta Topia ailı indre Topia Arnavutluğun ortalarında yerleşmiş olan ire hücum ederek 1432’de muvakkat bir galebe çaldı zun seneler İskender Bey’le uğraşıldı ve 1383’debaşhyaı ile ve sonra istilâ hareketi nihayet 1467 senesinde tamamli Arnavutluk*ta hâkimiyet tesis eden iki aile şunlard
Osmanhlann Avrupa’ya ayak bastıkları ve Rumeli’de fütuhat yaptıkları sırada Tuna nehrinin mansahına yakın yerlerin kuzeyinde Moldavya (Boğdan) ile Vlahya (Eflâk)’da iki Rumen prensliği bulunuyordu (Boğdan prensliğinin kuruluşu 1359’dadır). Osmanhlann Tuna'ya doğru genişledikleri esnada Ulahya kendilerine daha yakın olduğu için ilk münasibet onlarla başlamış ve hasmâne bir tarzda gelişmiştir.
Bu sıralarda Ulahya-Eflâk prensliğinde İvanko BasarabTn (Beyliği takriben 1310 — 1320) oğlu Nikola Aleksandr (1320 — 1364) bulunuyordu. B as a rab, 1330 senesinde Macar kralı Layoş’-un babası Robert Karoli’nin kumanda ettiği bir Macar ordusunu mağlûp etmişti. Uzun zaman babasının yanında beylik işlerine iştirak eden ve 1320 — 1364 seneleri arasında da müstakil olarak prens bulunan Nikola Aleksandru’nun Sırp smdığı muharebesinde asker bulundurduğu muahhar menbalarda yazılmakla beraber replika telefon eski ve muâsır mcnbalarla bu rivayeti tevsik etmek şimdilik kabil olmamaktadır. Aleksandru 1364’te öldüğü zaman yerine geçen oğlu Vladislav veya Vlayku Basarab (1364 — takriben 1375) Argeş ırmağının suladığı mıntakada merkezi Kurtea de Argeş olmak üzere müstakil olarak hüküm sürüyordu. Fakat bir müddet sonra kuvvetli olan Macarların yüksek hâkimiyetini tanımıya mecbur kalmıştı. Vlayku, Makedonya Sırp krab Vukaşin ile birlikte Çirmen muharebesine iştirak etmişti^.
Vlayku’dan sonra Eflâk prensi olan ikinci Radu (1375 —1386) zamanında ise Bulgarlar buna aid olan Silistre^yi almışlardır. Bunun yerine geçen oğlu ve Vlayku’nun yeğeni olan I. Dan, Bulgar krallarından iki kardeşin (Stratişimir ve Şişman) arasındaki mücadelede akrabalık dolayısiyle Stratişimir’e yardım etmiş ve bundan dolayı diğer kıral Şişman ile aralarında muha-
^ Argeş, Karpat dağı eteklerinde Kampu-lung ile Piteşti arasında mühim >ir kasaba olup Ulah prenslerinin merkezi idi. Ulahya olayları ve burada hüküm ören prensler için şu eserlere bakın ; C. C. Giurescu, îstoria Romanilor, ücurcşti, 1938, c. I (üçüncü basım) s. 375, 379, 457; lorga, Îstoria Romanilor^ )37 Bııcıırcşti, c. III, s. 288 ve devamı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder